Madame Butterfly opera - MDOB

Madame Butterfly opera - MDOB

  • 14 Mayıs 2013 Salı
  • Opera Mersin Kültür Merkezi
  • Vladimir Lungu, şef
  • Aytaç Manizade, rejisör
  • Işıl Azaz, soprano
  • Bülent Bezdüz, tenor

MERSİN DEVLET OPERA VE BALESİ

  • Giacomo Puccini
  • MADAMA BUTTERFLY
  • Opera, 3 Perde

Ülkemizde de sıkça sahnelenen operalarıyla yakından tanıdığımız İtalyan besteci Giacomo Puccini’ni üç perdelik “Madam Butterfly” operasını bu kez 12. Uluslararası Mersin Müzik Festivali çerçevesinde, Mersin Devlet Opera ve Balesi sahneliyor. Operanın konusu Nagazaki’de geçer. Araştırmacı Joachim Herz, “Pinkerton ile Butterfly Arasında Her şey Böyle Başlamış Olabilir” başlıklı yazısını şöyle sürdürür: “Pinkerton 1891 yazında Nagazaki’ye gelir ve hemen geyşa tellallığı yapan Goro’ya başvurur; Goro, Madam Butterfly’ı teklif eder ona. Ertesi gün bir çayevinde buluşma gerçekleşir; Goro, Pinkerton ve Madam Butterfly’ı tanıştırır. Amerikalılar düşmandırlar ama bu Amerikalı, hoşa giden düşman imgesini bozmaktadır. Gerçek bir kavalye gibi görünmekte ve kıza insan muamelesi yapmaktadır. Madam Butterfly adama ‘uçarak’ gider; adam ona kötü davranmak yerine hayatını sorar, biraz Amerika’yı, orada gelişmiş olan ahlak anlayışları ile hukuki kuralları anlatır. Kadın, daha ‘ilk bakışta’ sevmiştir onu; yaşamı boyunca ona sahip olup, derhal Amerikalı olmak ister. Pinkerton’a, kendisini elde etmeye çalışan kız tarafından, en iyi biçimde hizmet edilir. Goro’nun ücretini masanın üzerine koyan Pinkerton, Amerikan havasıyla teminat verir kıza: ‘Şimdi seni satın alarak sefaletinden kurtarıyorum; artık sen, Amerikalı bir subayın karısısın.’ Üçüncü gün, ‘aptallıklar’ına başlar Madam Butterfly; Amerikan Konsolosluğu’na gidip, kendisini Amerikalı olarak takdim eder. Dördüncü gün, bir Hıristiyan misyoneri evinde inancını değiştirir. Beşinci gün, evlilik kutlanır. Madam Butterfly’ın plansız ve keyfi davranışları, Sharpless’in Goro’yu Konsolosluk’a getirtmesine yol açar: ‘Benim bilgim olmadan Amerikan-Japon evliliği mi kurdunuz?’ Goro, Konsolos’u teskin eder: ‘Sadece her zamanki gibi kısa süreli bir geyşa evliliği; Madam Butterfly saçmalıyor; Bay Pinkerton gerçek bir evlilik istiyor, yani her şey gerçek gibi olmalıymış. Yarın yukarıya gelin ve hizmetlerimizi kendi gözlerinizle görüp kanaat getirin.’

Operanın coğrafi bakımdan Avrupa’nın bir uzantısı üzerinde yer alan “Yakın Doğu”yu keşfetmesi daha erken tarihlere rastlar. O zamanların deyimiyle “Türk operaları” XVIII. yüzyılın birer ürünüdür. Uzak doğu ülkeleriyle, hele Japonya ile böylesi bir ilişki çok daha farklı boyutları içeriyordu. Japonya hemen hemen iki buçuk asır kapalı tuttuğu kapılarını 1860’lardan önce batıya açmamıştı. Yabancı donanmaların Japon limanlarına demirlemelerine ancak o yıllarda izin verilmeye başlandı ve bu “Kiraz Çiçekleri”, “Krizantemler”, “Geyşa” ve “Samurai”ler dünyasının ilk romanını yazmak bir Fransız deniz subayına kısmet oldu: Pierre Loti. Yazarın “Madame Chrysantheme” adını verdiği roman 1887’de ortaya çıkışının ardından öylesine bir ün yaptı ki, batı edebiyatında ve operasında Japon konularının kullanılması adeta bir moda haline geldi. Lafcadio Hearn’in romanlarının doruğunu Puccini’nin “Madama Butterfly”ında bulacak bir dizi “Japon” opera ve opereti izledi. Cio-Cio-San edebiyat dünyasındaki atası Loti’nin işte bu kadın roman kahramanıdır.

Madam Butterfly - Konu / 1.PERDE

Japonya, 20.yüzyıl başları. Nagasaki Körfezinin tepelerinde çiçekli bir terasda, Amerikan Deniz Kuvvetleri Teğmeni Pinkerton, ona üç hizmetçi Cio-Cio-San olarak bilinen bir Geisha, eş sağlayan Goro’dan kiraladığı evi incelemektedir. Tepeyi tırmanırken nefessiz kalmış Amerikan Konsolosu Sharpless gelir. Pinkerton, zevk aramak için dünyayı dolaşan maceracı bir denizcinin felsefesini tanımlamaktadır. Bu anda Cio-Cio-San’dan memnundur. Ancak 999 yıllık evlilik kontratında aylık yenileme opsiyonu bulunmaktadır. Sharpless, kızın evliliğini pek o kadar basite almayabileceği konusunda uyarıda bulunduğunda, Pinkerton bir gün “Gerçek bir Amerikan eş” alacağını söyleyerek bunları kenara iter. Cio-Cio-San uzakta mutlulukla evlilik şarkıları söylerken işitilir: Arkadaşlarıyla çevrelenmiş olarak girerken Pinkerton’a ailesinin kötü duruma düştüğünde nasıl bir Geisha olarak yaşamını kazanmak zorunda kaldığını söyler. Akrabaları evlilik konusunda düşüncelerini ifade ederek gürültü ile konuşmaya katılırlar. Sessiz bir anda, Cio-Cio-San ona gelinliğini ve birkaç dünyevi eşyasını gösterir; ona Hıristiyanlığa geçeceğine ait niyetini söyler. İmparatorluk komisyoneri evlilik seremonisini gerçekleştirir ve konuklar çifti kutlarlar. Kutlama, Cio-Cio-San’ın Budist bir rahip olan amcası tarafından kesintiye uğratılır ve atalarının dinini reddettiği için kıza beddualar eder. Pinkerton kızarak konukları gönderir. Cio-Cio-San ile ay ışığının aydınlattığı bahçede yalnız kalırlar. Onun gözyaşlarını kurular ve kız aşkları için şarkı söylerken ona katılır.

2.PERDE

Üç yıl sonra. Cio-Cio-San kocasının dönüşünü beklemektedir. Suzuki yol göstermesi için tanrılara dua ederken hanımefendisi gözlerini limana dikmiş olarak kapıda durmaktadır. Hizmetçi ne kadar az para kaldığını ona gösterdiğinde Cio-Cio-San, inanç göstermesini söyler: Bir gün Pinkerton’un gemisi ufukta belirecektir. Sharpless, Teğmen’den bir mektup getirir. Ancak onu Cio-Cio-San’a okumadan önce Goro, yanında zengin bir adam olan Yamadori ile birlikte gelir. Cio-Cio-San, Amerikalı kocasının onu terketmediği konusunda ısrar ederek Hem Goro’yu hem de prensi gönderir. Yalnız kaldıklarında, Sharpless mektubu tekrar okumaya başlar ve Pinkerton’un dönmeyebileceğini söyler. Cio-Cio-San gururla oğlu Dolore’yi getirir. Pinkerton’un bir oğlu olduğunu duyar duymaz kesin geri geleceğini; eğer gelmezse eski yaşamına dönmektense ölmeyi tercih edeceğini söyler. Onun bağlılığından etkilenen Sharpless, mektubun tüm içeriğini söylemeden ayrılır. Cio-Cio-San, ümitsizlik noktasında bir top sesi işitir. Bir dürbün alarak baktığında Pinkerton’un gemisinin limana girmekte olduğunu görür. Sevinçten çılgın bir halde Suzuki’yi evi çiçeklerle donatmasında kendisine yardım etmesini emreder. Gece olurken Cio-Cio-San, Suzuki ve çocuk beklemeye başlarlar.

3.PERDE

Sabah olmuştur. Suzuki, Cio-Cio-San’a dinlenmesi için ısrar eder. Oğluna bir ninni mırıldanırken onu başka bir odaya taşır. Çok geçmeden Sharpless, Pinkerton ile birlikte girer; onları Pinkerton’un yeni karısı Kate izler. Suzuki, Amerikalı kadının kim olduğunu anladığında, ümitsizlikten yığılır. Ancak hanımına haberi yine o verecektir. Pinkerton, pişmanlık içinde, eskiden mutlu olduğu yere “Hoşça kal” der ve uzaklaşır... Cio-Cio-San, onu odada görmek için geri döndüğünde, Kate’i karşısında bulur. Gerçeği hemen tahmin eder. Zor durumdadır. Cio-Cio-San, eğer babası onun için geri gelirse çocuğu vermeye razı olur. Sonra, Suzuki’yi de uzağa göndererek, babasının intihar ettiği bıçağı çıkarır; onursuzca yaşamaktansa, onurlu bir şekilde ölmeyi seçerek bir Buda heykelinin önünde eğilir.  Bıçağı kaldırırken Suzuki çocuğu odaya doğru ittirir. Cio-Cio-San, veda hıçkırıklarıyla çocuğu bahçeye oynamaya gönderir ve harakiri yapar. Cio-Cio-San ölürken, Pinkerton’un onun ismini seslendiği duyulur...

Madam Butterfly; ROL DAĞILIMI

Libretto                      L.Illıca-G.Giacosa
Orkestra Şefi              Vladimir Lungu
Sahneye Koyan          Aytaç Manizade
Dekor-Kostüm           İsmail Dede
Koro Şefi                    Serhat Kaya
Işık                             Tarı Deniz

Cio-Cio San                           Işıl Azaz
Suzuki                                    Ayşe Pınar Balay/Zeynep Tatlıpınar Kağnıcı
Pinkerton                                Bülent Bezdüz
Sharpless                                Hulusi Polat/Andrei Yevtushenko
Goro                                       Mustafa Özer
Yamadori                               Deniz Karausta
Bonzo                                     Hasan Berk
Yakusidi                                 Levent Yetkin
Komiser/Commissioner          Yusuf Ziya Büyükaslan
Sicil Memuru/Officer              Ercüment Şirin
Co-Co San’ın Annesi/
Co-co San’s Mother            Gülçin Altaş
Teyze/Aunt                             Melahat Yavuz
Kuzen / Cousin                      Itır Gözde Tuyan
Kate Pinkerton                       Nihat Evren

MERSİN DEVLET OPERA VE BALESİ  KOROSU

KORO

1. Soprano
Melda Aygün
Gökçen Büyükaslan
Işıl Cavga Bölükbaşı
Pınar Olgun Güven
Burcu Özdoğan
Ayşegül Devrim Serdar
Itır Gözde Tuyan

2. Soprano
Sevil Erçak
Hicran Evşen
Perin Korbek
Ayin Alev Lal
R. Neslihan Ulaş
Melahat Yavuz
Başak Yıldız
Zeynep Özgür Yılmaz

Mezzosoprano
Gülçin Altaş
Gülden Vurandemir
Nihan Evren

Alto
Ayşe Pınar Balay
Gülbeste Çukurlu
Özlem Zuhal Gürgen
Dilara Köse
Elif Örünk Öztürk
Seda Yörenç Sönmez

1. Tenor
Ziya Humar
Ali Ulvi Karaca
Deniz Karausta
Mustafa Özer
Onur Polat

2. Tenor
C. Eftal Böllü
Okan Fidan
Orhan Güllüler
Serhat Kaya
Alpay Noyan Özbay
Ünsal Öztekin

Bariton
Korhan Dinçer
Mehmet Erkoç
Serkan Karagöz
Mehmet Okman
Hulusi Polat
Kenan Şahin
Ercüment Şirin

Bas
Yusuf Ziya Büyükaslan
Özkan Çavdaroğlu
T.Tolga Erden
R. Ufuk Kasar
Levent Yetkin
Hakan Yıldız

MERSİN DEVLET OPERA VE BALE ORKESTRASI

I.Keman
Marina KVLIVIDZE (Konzertmeister)
A.Deniz ŞAMLIOĞLU
Serpil ÖZBAYEZİT
K.Nurten YORGUN
Övül AKYOL
Rena ŞAAR
İsmet M. VURAL
Tamari RAMISHVILI
Nino SHAVGULIDZE

2.Keman
Arif ÖSMEN
Ahsen ERKOÇ
Taner BAYDAR
Kutay ALPAY
S.Tuğçe ALKAN
Deniz TÜRKMEN
Filiz KARATAŞ
Viyola
Canan ÜNLÜ
Zeynep ATEŞ
İrina UĞUZ
Muzaffer YOLUK
Orhun Berk ÇAĞATAY
Z.Helin BÜLBÜL
Viyolonsel
Aslı KIZILTUĞ FERAT
Eda BOYACIOĞLU
M. Tarık AYDOĞAN
Burcu GÜNEMRE
Kontrabas
Kaan UĞUZ
Hakan ÖZHAN
Timur BAYRAMOĞLU
Arp
Çiğdem Abvaro Ödeyen
Flüt
Nefise BAYRAM
Elif ÜNAL
Fırat ESENERLİ
Obua
Ali CANLI
Çavlan GENCER
Korangle
Halil İ. BÜYÜKGENÇ
Klarinet
M. Merih DEMİRKOL
Beste ÖZGEN
Bass Klarinet
K. Müjdat ŞENORMANLILAR
Fagot
Arzu SOYSAL
Osman FIRAT
Korno
Gönül AVCIDIRLAR
Fulya KILIÇTAŞ
Alparslan KILIÇ
Seda AYNALI
Trompet
Rauf MUSAEV
Ezgi UNAT
Timuçin Yaldız
Trombon
Hakan ÜNAL
Ercüment GÜNDÜZ
Ö. Ziya ARMAN
Tuba
Onur TUYAN
Timpani
Seda BALKARLI
Vurma Sazlar
S. Kaan METİN
M. Şükrü ŞAHİN
Pınar ARSLAN IŞIK
Şeyda EMEK